Soya sosu, Uzak Doğu mutfağının vazgeçilmez bir bileşenidir ve dünya genelindeki pek çok mutfakta da kendine yer bulmuştur. Asya kültürlerinde tuz yerine sıkça kullanılan bu sos, soya fasulyesinin fermantasyonu ile elde edilir ve çeşitli yemeklerde kullanılabilir. Türkiye'de de giderek popülerleşen soya sosunun kullanım alanları oldukça geniştir.

Soya sosu, geniş bir yelpazede yemeklere tat katmak için kullanılabilir:

Bu sos, hem Doğu hem de Batı mutfağında kullanım alanı bulur. Ancak içeriğindeki yüksek sodyum oranı ve bazı alerjik bileşenler nedeniyle dikkatli tüketilmesi gerekmektedir. Soya sosunun sağlık üzerindeki etkileri ve kullanımı hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır.

Soya sosu, haşlanmış soya fasulyesi, kavrulmuş tahıllar, tuzlu salamura suyu ve bir çeşit mantar pürenin 18 aya kadar fermente edilmesi ile elde edilir.Tam bir protein kaynağı olan soya sosu, bir çorba kaşığında yalnızca 11 kalori içerir ve yağ ve kolesterol barındırmaz. Bu nedenle sağlıklı beslenenler tarafından tercih edilir. Yemeklerde tuz niyetine kullanılabileceği gibi, sebzelerde veya tavuk etinde marinasyon malzemesi olarak da değerlendirilebilir. İçeriğindeki riboflavin, göz yorgunluğunu alır ve kataraktın önlenmesi ve tedavisinde etkilidir. B6 vitamini sayesinde birçok hastalığa karşı koruma sağlar.

Soya sosu, vücudumuz için gerekli olan birçok minerali içerir. Örneğin:

Soya sosunun fermantasyon sürecinde açığa çıkan bileşenler, bağışıklık sistemi, sindirim sistemi ve kardiyovasküler sistemi destekler. Araştırmalar, soya sosunun bağışıklık sistemi için faydalı olduğunu göstermektedir.

Soya sosu, hem lezzet katmak hem de sağlık yararları sağlamak için çeşitli yemeklerde kullanılabilir. Ancak aşırı tüketimden kaçınılmalı ve sağlık durumuna göre dikkatli kullanılmalıdır.