Cafe de Paris sosu, 1940'lı yıllarda ilk olarak Cenevre'de bulunan Cafe de Paris adlı restoranla adını duyurmuştur. Bu dönemde giderek yaygınlaşmış ve dünya mutfaklarında tanınmaya başlamıştır. Restoranın sahibi Arthur François Dumont, tarifi büyükbabası Mr. Boubier'den almıştır. Dumont, tarifin tam detaylarını hiçbir zaman açıklamamış olsa da, sosun dünya çapında tanınmasına katkıda bulunmak amacıyla bazı ipuçları vermiştir. Bu sayede lezzetin geniş kitleler tarafından bilinmesine aracı olmuştur. Ancak, sosun orijinal halini sadece bu restoranda tatma şansınız bulunmaktadır. Evde yapacağınız Cafe de Paris sosu orijinaline yakın olsa da, tam olarak aynı lezzeti yakalamayabilir. Ancak, etlere mükemmel bir tat katacağı kesindir. Sizler için en yakın tarifi bulmaya çalıştık. Haydi, birlikte hazırlamaya başlayalım. Kolay gelsin.

Bu özel sosu hazırlamak için tüm malzemeleri kullanmanız gerekmektedir. İlk olarak, rendelenmiş soğan ve sarımsağı tavada tereyağı ile soteleyin. Daha sonra kıyılmış maydanozu, ketçapı ve hardalı ilave edin. Karabiber, kekik, kırmızı pul biber, köri gibi tüm baharatları ekleyin ve tuzu damak zevkinize göre ayarlayın. En son olarak süt kremasını ilave ederek, sosu 1-2 dakika kadar pişirin ve ocağı kapatın. Cafe de Paris sosunu sıcakken pişirdiğiniz etin üzerine dökerek servis edebilirsiniz. Tam olarak orijinal lezzeti yansıtmasa da, bu tarifle hazırladığınız Cafe de Paris sosunu beğeneceksiniz.

Cafe de Paris sosu, özellikle biftek ve diğer kırmızı etlerin yanında mükemmel bir eşlikçi olarak bilinir. Sosun ana malzemesi olan tereyağı, diğer bileşenlerle birleşerek yoğun ve zengin bir tat oluşturur. Bu sos, sadece et yemekleriyle değil, aynı zamanda patates ve sebze yemekleri ile de kullanılabilir. Sosun lezzetini arttırmak için, malzemelerin kalitesine dikkat etmeniz önemlidir. Taze otlar ve baharatlar, sosun aromasını zenginleştirir.

Afiyet olsun.